Future in English Language

Language 

 10 Ağustos 2021 - Türkiye



Follow
Follow
Follow

10 dakikalık okuma

think action verb

İngilizce de gelecek üç şekilde ifade edilir:

  1. will: Düşüncede Niyet (Kalbi bağlamak)
  2. be -ing: Uygulmaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)
  3. be going to: Uygulamaya KARAR (dışsal zorunluluk)

A- Use (will) with Non-action verbs

Eylemsiz fiillerle WILL / WON’T kullanımı

Non-action verbs tell about states of mind or senses. They do not express physical action.


1. You can not control your Heart!

Kalbinizi kontrol edemezsiniz!

“Whoever has my commands and keeps them is the one who loves me. The one who loves me will be loved by my Lord, and I too will love them and going to show myself to them.” (John 14:21)

“Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Rabbimi de sevebilir. Ben de onu sevebilirim ve kendimi ona gösterebilirim.“ (Yuhanna 14:21 Turkish)

“No one can serve two masters. Either you will hate the one and love the other, or you will be devoted to the one and despise the other. You cannot serve both God and money.” (Matthew 6:24)

“Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sevebilirsiniz, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görebilirsiniz. Siz hem Tanrıya, hem de paraya kulluk edemezsiniz.” (Matthew 6:24 Turkish)


2. You can not control your Brain!

Beyninizi kontrol edemezsiniz!

think non action verb

Düşünceye Niyet (Kalbi bağlamak)

Example: “I will think this cat is just too cute.“ (Bu kedinin çok tatlı olduğunu tasavvur edebilirim.)


3. You can not control your Existence!

Varlığınızı kontrol edemezsiniz!


4. You can not control your Perception!

Algınızı kontrol edemezsiniz!

Non-action verb Action verb
see v. bakmak look at v. gözden geçirmek
hear v. işitmek listen to v. kulak vermek
Düşünceye Niyet (Kalbi bağlamak)

Example: “Ice will feel cold.“ (Buz soğuk hissettirebilir.)

Ice

Düşünceye Niyet (Kalbi bağlamak)

Example: “I will think it.“ (Bunu düşünebilirim)

Düşünceye Niyet (Kalbi bağlamak)

Example: “It will look awful.” (Son derece etkileyici görünebilir)

Kuş


B- Use (-ing) with action verbs

Eylemli fiillerle (be -ing) kullanımı

Uygulamaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)
Non-action verb Action verb
think v. tasavvur etmek think of v. (bir şey yapmayı) aklından geçirmek

Vocabulary: think of 1. To consider something; to have something as a possible plan or idea.

Example: “I’m thinking of dying my hair pink—is that too extreme?“ (Saçımı pembeye boyamayı düşünebilirim - bu çok mu aşırı?)

Vocabulary: think about - have on one’s mind, think about actively; (aklında olsun, aktif olarak düşün;)

Example: “I’m thinking about my friends abroad“ (“Yurt dışındaki arkadaşlarımı düşünebilirim” )


think action verb

Uygulamaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)

Example: I am thinking of a cute cat. (Sevimli bir kedi “düşünebilirim”.)

Example: “I’m looking at your report.” (Raporuna bakabilirim.)


Uygulamaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)

Ice

Example: They are taking a boat trip to Antarctica. (Antarktika’ya bir tekne turu yapabilirler.)

Uygulamaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)

action

Example: “A moment later the ball is rolling in the goal.” (Bir an sonra top kaleye yuvarlanabilir.)

Uygulamaya NİYET (Zihinde içsel farkındalık)

action

Example: “She is walking in the garden.” (Bahçede yürüyebilir.)


C- Use (be going to) with action verbs

Eylemli fiillerle (be going to) kullanımı

Uygulamaya KARAR (dışsal zorunluluk) - Belirli bir yer ve zamanda

Example: These features of the seals’ whiskers are going to even allow them to track their prey at distances close to 200 meters. (Fokların bıyıklarının bu özellikleri, avlarını 200 metreye yakın mesafelerden takip etmelerine bile olanak sağlayabilir.)

Ice

Foklar, işitme ve görme gibi duyu organlarını kullanamadıkları ortamlarda avlarını, balıkların su içinde yol alırken geride bıraktıkları çalkantılı izleri takip ederek bulmaktadırlar. Fokların bu özellikleri, bıyıklarının 200 metreye yakın mesafelerdeki avlarını bile takip etmeye olanak sağladığını göstermektedir. Fokların bütün bu özelliklerden haberdar olması ve bunları nasıl kullanacaklarını bilmeleri, Allah’ın ilhamıyla hareket eden canlılar olduklarının delillerindendir.


action

Example: “The ball is going to roll slowly into the goal.” (Top yavaş yavaş kaleye yuvarlanbilir.)

action

Example: “Then they is going into the house.” (Sonra evin içine girebilirler.)


D- could


In other instances, could is a modal verb used to denote possibility. It is also used for some conditional present and future tenses of can. could is expressing possibility: things that could have been true or things that could yet come true. However, it can also be used as a less definite or conditional form of can, referring to the present or future.

Could I ask you something? (More polite than Can I… ?) (Bir şey sorabilir miyim? (Benden daha kibar olabilir miyim…?)

What shall we do this evening? ~ We could go and see a film. (Bu akşam ne yapacağız? ~ Gidip bir film izleyebiliriz.)

I could get a better job if I spoke French. (= 1 would be able to …) (Fransızca konuşsaydım daha iyi bir iş bulabilirdim. (= 1 mümkün olabilirdi …)

You could have gone to the park with your friends if you had finished your homework on time.

Over the next three days, temperatures could reach the low 20s in Washington, posing one last crucial test for the buds.

Sources:



Paylaş:



En Yeni İçerikler